Alim
Uğur’dan öğreneceklerimiz var…
Nihayet dergisi, Ümmühan Karabulut’un Uğur Eleman ile gerçekleştirdiği harika bir röportajı yayımladı, Haziran 2017 sayısında. Tebrik ediyorum. Uğur Eleman kardeşim, derdi olan, derdi davası olan, ‘dert babası’ olan adam gibi bir adam. Hani Hz. Ömer’in (r.a) “Bir oda dolusu adamım; adam gibi adamlarım olsa da Allah yolunda görevlendirsem…” diye hayâlini kurduğu cinsten bir “adam”…
Abdullah Yıldız - Yeni Akit
“Hacettepe Tarih mezunu, tasavvuf tarihi doktoru. İşçi bir babanın evladı… Hayatın kanayan yerlerine dilhûn kalmak yerine her defasında elleriyle dokunmuÅŸ...”
Uzun yıllardır tanıdığım UÄŸur’u daha iyi tanımak için kendisini dinleyelim:
“…Ahiyan, uhuvvet geleneÄŸinden bu yana devam eden âdetlerimiz var. Yetimlerle, Suriyeli mültecilerle ilgileniyoruz. Onlardan önce de Irak’tan, Somali’den, Afganistan’dan gelen kardeÅŸlerimizle ilgileniyorduk... Bir yandan da hasta ziyaretleri... Resul-i Ekrem (s.a.v.) buyuruyorlar ya, “Gidiniz ve hastaları ziyaret ediniz; onların duasını alınız.” Mülteciler/maÄŸdurlar derken sonra baktık ki her geçen gün Türkiye’de bağımlılık ciddi bir problem olmaya baÅŸlamış. 93 senesinde bu konu ile ilgilenmeye baÅŸladık. Ãœzerinden yaklaşık 20 sene geçtikten sonra bağımlılıkla mücadele üzerine 180 Derece platformunu kurduk. Ankara bir “ahi” ÅŸehridir… Ä°nsan yaÅŸadığı zamana, mekâna, insanlara karşı mesuldür... Buradan hareketle ortaya çıkmış bir sivil inisiyatif hareketi...
“…Türkiye’deki durum için Aliya’nın sözü çok yerindedir: “Televizyonlardan çıkan ses ile cami hoparlöründen çıkan ses birbirini teyit etmediÄŸi sürece orada bir rahmet meydana gelmez.” Sokağın diliyle mabedin dilinin çok farklı olduÄŸunu gördüm… Ne yazık ki bizim mabetlerimiz halktan kopuk, Ä°slami deÄŸil. Kendi içinde mücerret, sokaÄŸa hitap etmeyen bir dil oluÅŸuvermiÅŸ. Daha mistik, daha aÄŸdalı, halkın anlamakta güçlük çektiÄŸi bir dil oluÅŸturmuÅŸ. Sonra düşününce insan fark ediyor ki, Allah bütün peygamberleri önemli taÅŸları yerinden oynatmak, sosyal problemleri çözmek için göndermiÅŸ. Biz de buradan feyizle sosyal problemlerin çözülmesini hedefledik.”
“Adanmışlığınızın gerçek nedeni nedir?”
“97 senesinde çok sevdiÄŸim bir arkadaşımın uyuÅŸturucu bağımlısı olduÄŸunu öğrendim ve her geçen gün eriyordu. Jiletle yarılmış gibi vücudundan o zehri atıyordu. Biz onu pansuman ediyorduk, yaralarını iyileÅŸtirmeye çalışıyorduk. Tövbe sürecini beraber yaÅŸadık… Bu durumun insanların dünyasında kasıtlı, taammüden bir ÅŸey olmadığını, bir yoksunluk hâli olduÄŸunu, boÅŸluk duygusunun onları bir ÅŸekilde maddeye yönlendirdiÄŸini gördüm ve dedim ki, “Biz Müslümanlar olarak bu meselenin neden bir tarafında deÄŸiliz?” Süreç böyle baÅŸladı… Bu çocuklar, bu gençler kötü insanlar deÄŸiller, içlerindeki kötü enerjiyi boÅŸaltabilecek bir mecra bulamamış insanlar...”
“Teheccüd buluÅŸmalarınız olduÄŸunu duyduk…”
“Evet. Camileri manasına uygun kullanıyoruz. Kendi aramızda edilen sohbetlerin iki ritüeli var. ‘Buraya gelirken bir kardeÅŸimizin derdiyle gelen var mı?’, ‘bize bir hayra vesile olmayı teklif edebilecek olan var mı?’ diye karşılıklı konuÅŸuruz. Çalışmalarımızın esası sosyal katılımdır. Kimsenin yardımını elimize alıp aracı olarak iletmeyiz. Biz yalnızca yol gösteren oluruz. ‘Git orada yoksul var’ deriz ve eliyle vermesini saÄŸlarız… Bugün birçok STK hizmetlerinin tıkanma noktası burası. Ä°nsanların gönlüne dokunmak, ufuk açmak gerek. Makarna dağıtma zihniyeti ile bu iÅŸler olmaz. İçinde bulundukları dram ne ise ona ÅŸahitlik etmek, temas etmek gerek…
“Yetim çocuklara sorarız, ‘Bizimle beraberken sizi en çok mutlu eden ne?’ Ä°lginç cevaplar gelir: ‘AÄŸabey bir gün sen benim başımı okÅŸamıştın, bir gün elimden tutmuÅŸtun…’ Peygamberimiz (s.a.v.) diyor ya, “Mümin mümine zimmetlidir.” Çözüme vardığınız o matematiksel anların hiçbir kıymeti yokmuÅŸ meÄŸerse. Verdik ve kurtardık anlayışı çok yanlış. Ona cesaret ve moral vermek, umut vermek… Bir hayat boyu devam etmesi gereken bir süreç birlikteliÄŸidir bu aslında…”
Siz en iyisi, Nihayet’teki röportajın tamamını okuyun…
http://www.nihayet.com/roportaj/ugur-eleman-yetim-bir-cocugun-gozleri-rabbimizle-konusacagimiz-kelimelerdir/
UÄŸur ve ekibinin hasbî çalışmalarından öğreneceÄŸimiz çok ÅŸey olduÄŸunu düşünüyorum… Ä°nanıyorum ki, insanların gönlüne dokunacak bu tür çalışmalar, “metal yorgunluÄŸa” da iyi gelecek…
TAZÄ°YE: Genel Yayın Yönetmenimiz Kadir Demirel kardeÅŸime Allah’tan gani gani rahmet diliyorum.
Henüz yorum yapılmamış.